-
1 değirmen taşı
Mühlstein m -
2 değirmen taşı
-
3 değirmen taşı
feraş -
4 değirmen taşı
шъхьалы мыжъу, мыжъо шъхьал -
5 değirmen taşı
millstone -
6 değirmen
değirmen Mühle f; Mühl-;değirmen taşı Mühlstein m;kahve değirmeni Kaffeemühle f;yel değirmeni Windmühle f -
7 değirmen
"1. mill. 2. grinder, grinding machine. 3. slang clock, watch. - çarkı mill wheel. - deresi millrace. - kanadı sail of a windmill; paddle of a mill wheel. -in suyu nereden geliyor? colloq. Where does the expense come from?/Who pays for it? - taşı millstone. - taşının altından diri çıkar. colloq. He always lands on his feet." -
8 μυλόπετρα
değirmen taşı -
9 millstone
degirmen tasi; yük -
10 taş
1.1) в разн. знач. ка́меньtaş cıvatası — опра́ва для [драгоце́нного] ка́мня
atlama taşı — ка́мень, поло́женный в во́ду, по кото́рому мо́жно перейти́ че́рез руче́й
çakmak taşı — креме́нь
değerli taş — драгоце́нный ка́мень
kırma taş — ще́бень
kireç taşı — известня́к
temel taşı — а) ка́мень для фунда́мента; б) перен. краеуго́льный ка́мень
2) геол. го́рная поро́даkayağan taş — ши́фер, кро́вельный сла́нец
kayrak taşı — сла́нец
3) ша́шка (в шашечной игре); фи́шка (в домино)dama taşı — ша́шка
4) столб [из ка́мня]dikili taş — обели́ск; сте́ла
kilometre taşı — придоро́жный километро́вый столб; пике́т
2.1) ка́менный, из ка́мняtaş köprü — ка́менный мост
taş merdiven — ка́менная ле́стница
taş toprak — камени́стая земля́ (по́чва)
2) жесто́кий, ка́менный (о сердце и т. п.)◊
taş atmak — броса́ть ка́мушки в чей-л. огоро́д, де́лать оби́дные намёки, задира́ться◊
taşa bastırmak — закида́ть камня́ми (убить)◊
taş bebek gibi — ку́кла, манеке́н (о холодной красавице)◊
taş çatlasa — что ни де́лай; хоть тре́сни; от си́лы, са́мое большо́е (букв. е́ сли да́ же тре́ снет ка́мень…)◊
-a taş çıkartmak — дать сто очко́в вперёд кому; превзойти́, перещеголя́ть кого; брать верх над кем◊
taş devri — ка́менный век◊
taşı gediğine koymak — уда́чно (к ме́сту) вста́вить слове́чко◊
taş gibi — о́чень твёрдый; как ка́мень◊
taş gibi yürek — ка́менное се́рдце◊
taş kesilmek — а) окамене́ть; б) остолбене́ть, опе́шить (от удивления) -
11 küstere
küstere s -
12 жёрнов
-
13 millstone
n. değirmentaşı* * *1) (one of the two large, heavy stones used in an old-fashioned mill for grinding grain.) değirmen taşı2) ((usually with round one's/the neck) something that is a heavy burden or responsibility, and prevents easy progress: He regarded his brother as a millstone round his neck.) yük, çile -
14 წისქვილის ქვა
i.değirmen taşı -
15 Mühlstein
değirmen taşı -
16 grindstone
bilegitasi; degirmen tasi -
17 tepe
пик (м) холм (м)* * *1) верши́на; верху́шкаağacın tepesi — верши́на де́рева
2) маку́шка, те́мяtepe damgası — анат. родничо́к ( у новорождённого)
tepe saçları dökülmüş — у него́ облысе́ла маку́шка
3) холм, со́пка; высота́; курга́н; приго́рок4) мат. верши́на угла́••- tepesi atmak
- tepeden bakmak
- tepesine binmek
- tepesinde bitmek
- tepesine dikilmek
- tepesinde havan dövmek
- tepesinde değirmen çevirmek
- tepesinden kaynar su dökülmek
- tepesinin tası atmak
- tepeden tırnağa süzmek -
18 çarq
1) колесо, зубчатое колесоср. köpçekçarq çevresi - обод колесаdegirmen çarqı - мельничное колесо2) точило (круглое)çarq taşı - точильный камень
См. также в других словарях:
değirmen taşı — is. 1) Değirmende, dönerek taneleri ezen yuvarlak taş 2) min. Değirmen taşı yapmakta ve bazen de yapılarda kullanılan çakmak taşı türünden sert bir taş Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller değirmen taşının altından diri çıkar … Çağatay Osmanlı Sözlük
değirmen — is. 1) İçinde öğütme işi yapılan yer Su değirmeni. Yel değirmeni. 2) Kahve, buğday, nohut vb. taneleri öğüten araç veya alet Değirmende biraz kahve çekti. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler değirmen taşı el değirmeni kahve değirmeni kol değirmeni … Çağatay Osmanlı Sözlük
el yumruğu yemeyen kendi yumruğunu değirmen taşı sanır — başkasının gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalacağını anlayamamış kimse, kendi gücünün herkese boyun eğdireceğini sanır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
SENG-İ AS-YÂB — Değirmen taşı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tegirmen — değirmen, değirmen taşı I, 369; II, 128; III, 266. 267, 282, 355 değişme. I, 368 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
taş — is. 1) Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde Kireç taşı. Oltu taşı. 2) sf. Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş 3) Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için… … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dişeğilemek — i, hlk. Dişeği ile değirmen taşı üzerinde diş yapmak, değirmen taşının dişlerini bilemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Molla Demirel — (* 7. Dezember 1948 in Akçadağ / Türkei) ist ein deutsch türkischer Lyriker und Erzähler. Inhaltsverzeichnis 1 Leben und Werk 2 Auszeichnungen 3 Bibliografie (A … Deutsch Wikipedia
küstere — is., Rum. 1) Köstere 2) Değirmen taşı yapılan taş 3) Bileği çarkı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tegirme — çörek, değirmen taşı, para gibi değirmi olan her nesne I, 490 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini